24 Nisan 2014 Perşembe

7. HİNDİSTAN KITASI TOHUM HUKUKU: HİNDİSTAN'IN YENİ TOHUM YASA TASARISI, 2005


Aşağıdaki metin,  HYPERLINK "http://www.grain.org/seedling/?id=338" http://www.grain.org/seedling/?id=338 olan eski web adresinde bulunan versyonudur. Yeni versyonu,  HYPERLINK "http://www.grain.org/article/entries/457-india-s-new-seed-bill" http://www.grain.org/article/entries/457-india-s-new-seed-billda bulunmaktadır.

GRAIN yazarları ve DEVINDER SHARMA*

Hindistan hükümeti tarafından, tohum düzenleme sistemine değişiklikler getiren yeni bir Tohum Yasa Tasarısı tartışmaya açıldı. Yasa teklifinin açıklanan amacı, tohum piyasasını düzene sokmak ve tohum “kalitesi”ni güvence altına almaktır. Önerilen değişikliklerle tohum yasası dünyadaki diğer tohum yasalarıyla uyumlu hale getirilecek ve Hindistan tohum piyasasının büyük sermaye sahiplerine açık tutulması garantilenecektir. Hindistan’ın milyonlarca küçük çiftçisi kaybederken; kazananlar bir kez daha ulus-aşırı şirketlerdir. Hindistan hükümeti üzerinde bu yeni yasayı kabul etmesi yönünde olağanüstü bir baskı var; bu durumda protesto sesleri hayati önem taşıyor.                    
1998’de Hindistan’da bir Tohum Politikası İnceleme Grubu [1] Hindistan tohum yasalarında uzun süredir beklenen reform ve yeniden düzenlemenin yapılmasını tavsiye etti; yeni bir tohum yasası geçirilecek ve 1966 tarihli Tohum Yasasının (bilgileri aşağıda, kutuda) yerini alacaktı. 2004’te yeni bir Tohum Yasa Tasarısı[2] açıklandı. Neden bir değişikliğe ihtiyaç duyuldu? Yeni Tohum Yasa Tasarısının taraftarları, 1966 Tohum Yasası’nda bulunduğunu ileri sürdükleri bazı yetersizliklere karşı yeni tasarının getirdiklerini şöyle sıralıyor:
--Ürün çeşitlerinin tescilinin zorunlu hale getirilmesi (daha önce gönüllüydü) 
--Ulusal Tohum Sicilinin yaratılması 
--Tohumların ithalat ve ihracatının düzenlenmesi (daha kolay hale getirilmesi) 
--Genleri Değiştirilmiş (GD) ürünler konusunda yeni düzenlemelerin içerilmesi 
--Özel tohum şirketleri için piyasa koşullarının geliştirilmesi 
--Yeni tohum yasa tasarısı, satılık tüm tohumların zorunlu tescili anlayışını getiriyor.[3] Başka bir deyişle, alım-satımı yapılan tüm tohumların ve ekim/dikim materyalinin, ister yerli ister yabancı olsunlar, kaydedilmeleri zorunlu olacak. Yalnızca yasayla belirtilen sınırlı sayıda çeşidin kalitesini düzenlemeyi amaçlayan mevcut yasaya göre önemli bir değişikliktir bu. Fakat artık ekim için kullanılacak her türlü tohum, tescil edilmeksizin satışa sunulamayacak. Tüm tescilli çeşitler, Ulusal Tohum Sicili’nin veritabanında kayıtlı olacak. Yeni çeşitler açısından tescil, yıllık ve iki-yıllık ürünler için 15, uzun süre yaşayan çok-yıllık ürünler için 18 yıl geçerli olacak. Dünyanın diğer yerlerinde çeşitlerin tescil edilmesi için onların İşlenme ve Kullanım Değerinin (İKD; Value for Cultivation and Use-VCU) belirlenmesi için toprakta denenmesi gerekir. Ayrıca tohumların paketlerinin doğru biçimde etiketlenmesi lazımdır; genleri değiştirilmiş tohumlar da buna dahildir. Dahası, tüm tohum üreticileri, tohum işleme birimleri, tohum tüccarları ve fidanlıklar, faaliyet gösterdikleri ülkenin merkezi hükümetine kayıtlı olmak zorundadır.
GD ürünlerle ilgili düzenleyici sistem, Ulusal Biyoteknoloji Geliştirme Stratejisi’yle[1] birlikte yenilenme sürecindedir. Strateji taslağından anlaşılacağı gibi, hükümet GD ürünlerin ülkeye daha fazla girmesini destekleyecektir. Yeni Tohum Yasa Tasarısı, her ne kadar Çevre Koruma yasası çerçevesinde uygunluk iznini gerekli kılsa da, GD tohumların tescil edilmesini yasaklamıyor. Bununla birlikte, eleştirileri yatıştırmak üzere yapılan bir jestle, Tasarı terminatör tohumları [2] yasaklıyor.
Yeni Tohum Yasa Tasarısı’na göre ithal edilen tüm tohumların tescil edilmesi gerekecek[3], bununla birlikte hükümet araştırma amacıyla tescilsiz bir tohumun ithaline izin verebilecek[4]. İthal edilen tohumların tescili bir yana bırakılırsa, yeni yasa tasarısı başka bir önlem almıyor; hâlâ diğer mevcut mevzuata dayanan phytosanitary* standartlarında olduğu gibi (bkz aşağıdaki ikinci kutu). Ancak ithal edilen tohumların tescilinin asıl amacı tohum ithal eden büyük şirketleri desteklemektir[5]. Bu şirketlerin ithalatı son zamanlarda giderek büyük boyutlara ulaşıyor (bkz. aşağıdaki ilk kutu). Örneğin 2001-2002 mali yılında ithalat yaklaşık 860 tondu; fakat bir yıl içinde bu rakam 1.766 tona yükseldi. 18 milyon dolarlık bu ithalatın yüzde 20’si ABD’den yapılıyor. Aynı mali yılda (2002-2003) yapılan tohum ihracatı ise yaklaşık 21 milyon dolarla daha yüksek bir değere ulaşıyor[6].

Tohum-patates ithalatı için baskılar
Dünya Bankası’nın desteğiyle özel tohum sanayisi, son birkaç yıldır Hindistan hükümetine, tohum üretimi için AB ve ABD’den patates çeşitlerinin büyük miktarlarda ithaline izin vermesi yönünde baskı yapıyor. Şimdiye kadar bu tür ithalat, Hindistan’ın kendi patates pazarını böceklerden ve hastalıklardan korumak amacıyla yasaklı durumdadır. Hindistan hükümetinin tohum sanayisinin patates tohumu ithaline izin verilmesi taleplerine boyun eğmek üzere olmasına karşılık, Hindistan Tarımsal Araştırma Konseyi (HTAK) Başkanının uygun zamanlamayla yaptığı müdahale nedeniyle bu tür ithalat halen engelleniyor. Konsey Başkanı, bu ithalata, patates ithalinin yerel patates çeşitlerinde böcek ve hastalıkları önemli ölçüde arttıracağı sonucuna varan bir komite raporuna dayanarak karşı çıktı.
Kaynak: D. Sharma (2000): Çeşitlilik No.3

Bir tohumu tescil etme ve belgelendirme
Hindistan’ın Tohum Yasa Tasarısına göre bir tohumu tescil etme ve belgelendirme arasında ayrım yapılması gerekiyor:
Tohumun tescili: Satılan tüm tohumlar için bu zorunludur. Bir tohumu tescil etmenin ölçütü, İKD’dir (İşlenme ve Kullanım Değeri). Bu, söz konusu çeşidi birkaç tarım dönemi (Tohum Yasa Tasarısına göre üç dönem) yetiştirmeyi ve ticari kullanım özelliğine sahip olup olmadığının test edilmesini içerir.
Tohumun belgelendirilmesi: Bu, bir tohumun tesciline ek olarak tercihe bağlı olarak yapılır ve bunun ölçütleri, 1988’den bu yana “Hindistan Asgari Tohum Belgelendirme (Sertifikasyon) Standartları”yla belirlenmiştir. Tohum belgelendirmenin altı aşaması vardır:
1. Uygulamanın (değerlendirmeye) kabulü ve incelenmesi.
2. Tohumun kaynağının, sınıfının ve tohum ürünü yetiştirmede kullanılan diğer koşulların doğruluğunun saptanması. 
3. Önceden belirlenmiş toprak (tarla) standartlarına uygunluğu saptamak için toprak denetlemeleri.
4. Hasat sonrası gözetim ve denetim, işleme ve paketleme dahil.
5. Standartlara uygun olup olmadığının saptanması için tohum örnekleme ve analizi, genetik saflık testi ve/veya tohum sağlığı testi dahil.
6. Belge (sertifika) ve belgelendirme etiketlerinin verilmesi, etiketleme ve damgalama.

Tohum Yasa Tasarısı çiftçilerin yararına mı?
Resmi hükümet görüşü bu tasarıyı şöyle savunuyor: “Eğer tohumları kimlerin sattığını bilmezsek, onların kalitesini kontrol edemeyiz.” Hiç kuşkusuz dünyanın her tarafında tohum sanayisi bu argümanı kullanıyor. Bu yeni yasa, çiftçiler için bir “tüketici koruma” yasası olarak sunuluyor. Çiftçi intiharları ve kötü mahsûle ilişkin çeşitli raporların ışığında, birçok sivil toplum grubu kuşku duymadan tasarıyı olumlu karşıladı. Bu yasa çiftçilere hangi iyilikleri getirecek? Eğer onların yasal olarak satın aldıkları tescilli çeşitler kötü mahsûl verirse çiftçiler nasıl bir koruma elde edecek? İlginç biçimde, çiftçiler böyle bir durumda yalnızca 1986 tarihli Tüketici Koruma Yasası’na başvurabilir; oysa bu zaten yeni bir yasa olmadan bugün kullanabileceği bir seçenektir. Bu arada Hindistan Tohum Sanayisi tohumların Tüketici Koruma Yasası’ndan çıkarılması için lobi faaliyetinde bulunuyor[7].
Şimdilerde Andra Pradesh eyaletinde bir pamuk çiftçisi aldığı çok kötü mahsûl nedeniyle tazminat almak için Bölge Tüketici Mahkemesi’nde hukuk mücadelesi veriyor; ancak bu, doğası gereği usandırıcı ve hiçbir başarı garantisi olmayan bir seçenektir. Onun mücadelesi, çiftçilerin kötü mahsûlleri için tazminat taleplerinde kullanacakları bir yasal yardım el kitabı hazırlamaları için aktivistleri harekete geçirdi[8], [9]. Çoğu kez, bir hükümet çiftçilerin tazmin edilmesi ihtiyacını kabul etse bile, şirketler bu tazminatı ödemeye istekli olmayabiliyor. Andhra Pradesh eyaletinde çiftçiler Monsanto’nun Bt pamuğunu yetiştirdikleri için zarara uğradıklarında, Monsanto ürün kayıpları için değil, yalnızca çimlenmedeki başarısızlık ve şirket tarafından vaat edilen genetik saflığın bulunmaması nedeniyle ödeme yapmayı kabul etti.[10] Hindistan’ın Bitki Çeşidi Koruma (BÇK)[11] yasası çiftçilere, bir BÇK yetkilisi aracılığıyla -her ne kadar bu yapı oluşturulmamış olsa da-, beklenen verimi vermeyen[12] çeşidin geliştiricisinden tazminat alma imkanı tanıyor. Oluşturulduğu zaman bu yapı, yalnızca BÇK çerçevesinde kayıtlı olan çeşitler için geçerli olacak ve bu tür kararlara uyulması isteğe bağlı olacak.
Yasa tasarısı esas olarak tohum tescili ve belgelendirmesine dairdir. Fakat tasarı, yalnızca tescilli tohumların satılabilmesi koşulunu getiriyor; bu hüküm yalnızca düzenlediği şeyleri değil, düzenlemediği şeyleri de kapsıyor. Piyasaya sunulana ilişkin zorlayıcı hükümler getirirken, onun dışındakileri de belirliyor. Yasa Tasarısında küçük çiftçiler için ne var? Bir kez daha Tohum Yasa Tasarısının taraftarları yanıtlarını yetiştiriyor: “Çiftçilerin kendi tohumlarını kayıt olmaksızın saklaması, kullanması, değiş-tokuş etmesi, paylaşması veya satması için muafiyet”. Gerçekten yasa şöyle diyor:[13] “[Hiçbir şey] çiftçinin kendi çiftlik tohumunu ve ekim materyalini saklama, kullanma, değiş-tokuş etme, paylaşma veya satma hakkını sınırlayamaz”.
Fakat şöyle devam ediyor: “onun bu tür tohum veya ekim materyalini bir marka altında satamaması veya önceden belirlenmiş asgari çimlenme, fiziksel saflık, genetik saflık sınırlarına uymaması halleri, bu hükmün dışındadır.” Burada bir tuzak var; çiftçiler, tescil standartlarını tutturamazlarsa tohumlarını satamazlar. Çiftçiler ne bir marka[14] kullanabilir, ne de tohum ticaretine girebilir.[15] Tohum sanayisi için bu, kulaklarına hoş gelen bir müziktir; bu küçük yasa parçasıyla, tescilli olmayan tohumlardan gelecek tüm rekabet ortadan kalkıyor. Gerçi çiftçiden çiftçiye tohum değiş-tokuşu önerilen yasaya rağmen devam edebilir; ama istisna maddesindeki belirsizlik -ki bu, Tohum Denetçilerine verilen geniş yetkilerle iki katına çıkıyor-, çiftçileri küçük yerel satışlarının -örneğin köy pazarlarındaki- nasıl düzenleneceği hakkında kaygıya sevk ediyor. Bugün çiftçiler Hindistan’ın tohumunun yaklaşık yüzde 80’ini üretiyor olsa da, kendi tohumlarını satmaları artık kısıtlanıyor. Gerçekte yalnızca resmi tohum ıslahçıları ve büyük şirketler tohumlarını tescil ettirebilir.
Peki neden çiftçiler kendi tohumlarını tescil ettiremesin? Böylece onlar kendi ev-yapımı tohum çeşitlerini yasal olarak satabilirler. Fakat önerilen sistem içinde çiftçilerin ürün çeşitlerini tescil ettirmesi imkansızdır. Tescil işlemleri uzun zaman alır, bir çiftçi için son derece pahalıdır ve belki de herhangi bir nedenle çiftçinin tohumları gerekli standartları tutturamaz. Bir çiftçinin ıslah ölçütü çok geniştir; yalnızca verimi değil, ekolojik ve toplumsal etkenleri de içerir. Çiftçiler arasındaki değiş-tokuş yerel ihtiyaçlar tarafından belirlenir ve bu yüzden çiftçilerin çeşitleri en iyi biçimde, çiftçilerin kendileri tarafından düzenlenir. Bunun sonucu olarak, Hindistan’da küçük ölçekli çiftçiler için ve onlar tarafından yürütülen bir topluluk belgelendirme sürecini savunanlar var.[16] Böylece çiftçiler tescilli bir çeşit olan hasat ettikleri tohumu satabilirler. Fakat buradaki sorun şudur ki, eğer tescilli tohum aynı zamanda BÇK-korumalı ise, çiftçinin yine BÇK mevzuatından dolayı piyasada markalı tohum satması yasaklanır.[17] 
Çiftçilerin çeşitlerine, onların kuşaklar boyunca ıslah ettiiği, değiş-tokuş yaptığı ve sattığı ürünlere gelince, dünyadaki örneklerin açıkça gösterdiği gibi, bunlar yok olacak. Yasanın lafzına göre, çiftçi çeşitlerini ıslah ve kullanma yönünde hemen hemen hiçbir teşvik olmayacak ve çiftçilerin özel şirketlerin tescilli tohumlarını satın alıp kullanmaktan başka bir şansı olmayacak. Öte yandan çiftçilerin tohumlarını satmalarını engellemek çok zordur. Aslında çiftçilerin çeşitlerinin varlığını sürdürebilmesi, büyük ölçüde çiftçilerin basitçe yasanın bu yönünü görmezden gelmesine ve kendi çiftçi çeşitlerini satmaya ve satın almaya devam etmesine bağlıdır.
Bu Yasa Tasarısı, ülke çapında -çiftçi grupları ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu dahil- toplumun tüm kesimlerinden gelen şiddetli eleştiriler altında gündeme girdi. Talepler, önerilen 2004 Tohum Yasa Tasarısının[18] tümüyle geri çekilmesinden, çiftçilerin özgün tohumlara ilişkin mutlak haklarının tanınmasına kadar çeşitlilik gösteriyor.[19] Köy ve mahallelerde yaygın kampanyalar ve kitle eylemleri planlanmaya devam ediyor.[20] Çiftçiler öfkelerini, onların yüzlerce yıllık istedikleri ürünü yetiştirme ve ekme özgürlüklerini kısıtladığını düşündükleri şeylere yöneltiyorlar. Onlar Tasarıyı tohumlarını satma haklarının kısıtlanması olarak görüyor ve ister Hintli ister yabancı olsun tohum şirketlerinin sorumlu davranmasını sağlayacak önlemlerin yokluğundan dolayı hoşnutsuzlar. Tasarıyla ilgili ifade edilen diğer sorunlar:
Özel sektörün güçlendirilmesi: Pek çok kişi Yasa Tasarısının tohum işinin ulus-aşırı şirketlere teslim edilecek olmasından kaygı duyuyor.[21] 
GDO’ların girişi: Tasarının GD ürünlerin girişini kolaylaştıracağına ilişkin kaygılar büyüyor. Bu tür ürünler GD tarımıyla geleneksel çeşitlerin bozulmasına (kirlenmesine) yol açabiliyor. 
Fiyatlar: Pek çok kişi tohum fiyatlarının yükseleceğine inanıyor. Özel şirketler tescil maliyetlerini çiftçilere yansıtacak. 
Gücü merkezileştirme: Çoğu kişi Tohum Yasa Tasarısının eyaletlerin karar alma gücünü azaltmasından kaygılanıyor. Hindistan anayasasına göre tarım, -pamuk ve yağlı tohumlar[22] ile ticareti yapılabilir ürünler dışında- eyaletlerin yetki alanındadır.[23] Merkezi hükümet, tohum konusunda yasa yapma yetkisini anayasal bakımdan haklı göstermek için tohumları “ticareti yapılabilir ürün” olarak kabul ediyor. 

Hindistan’daki ulus-aşırı tohum şirketleri
1.       Monsanto
2.       Bayer Crop Science
3.       Syngenta
4.       Advanta India Ltd (eskiden ITC Zeneca Ltd)
5.       Hicks-Muse-Tate Inc.
6.       Emergent Genetics
7.       Dow Agro
8.       Novartis
9.       Bioseed Genetics International Inc.
10.    Tokita Seed Co.

Özel sektör için bir Tohum Yasa Tasarısı
Bu yeni yasadan başlıca yararlanacak olan, açıkça özel tohum sektörüdür. Çiftçilerin ürün çeşitlerinin satışının engellenmesiyle bağlantılı olarak tohum piyasasının yalnızca tohumlarını belgeleyebilecek ve tescil ettirebilecek olanlara açılmasından, özellikle ulus-aşırı şirketler yarar sağlayacaktır. Bu şirketler piyasanın tahminen yüzde 30’luk bölümünü kontrol ediyor (bkz. yukarıdaki tablo).
Büyük Hintli şirketler de ihraç edilen tohumlar yoluyla kârlarını arttıracak. Geniş ve zengin tarımsal genetik kaynak temeliyle ve ayrıca tohum üretimi için elverişli bir zemin sağlayan tarımsal bilgi birikimi ve ucuz emeğiyle, Asya, dünyanın en büyük tohum piyasası haline geliyor ve halen ABD’nin en büyük tarımsal ticari ortağı durumundadır.[24] ABD Ticaret Bakanlığı Hindistan’ı dünyanın en büyük on “Büyük Yükselen Piyasa”sından biri olarak tanımlıyor. En büyük tohum üreticisi olan Çin’in ardından Hindistan ikinci sırada yer alıyor. ABD hükümeti dünyanın bu bölgesindeki ekonomik ve yasal “reformlar”a özel bir ilgi gösteriyor;[25] Hindistan’da olduğu gibi, ABD standartlarına uyumu teşvik etmek[26] ve tohum ticaretini kolaylaştırmak[27] konusunda oldukça ısrarcı davranıyor.
Geçmişte tohum yasalarıyla, hükümetlerin iyi kaliteli tohum kullanımını güvenceye alması ve çiftçileri sanayicilerin sattığı kötü tohumlardan koruması amaçlanırdı. Bugünkü eğilim ise, diğer şeylerin yanı sıra, tohum yasaları tarafından sanayi standartlarının nasıl içselleştirileceğinin gösterilmesi yönündedir; oysa bu standartlar, gayri resmi tohum temini sistemini “korumak”tan çok, ulus-aşırı şirketlerin tohum sektörüne girişini kolaylaştırmanın bir aracı haline geliyor. Özel sektör bir yandan devlet müdahalesinin en aza indirilmesini savunurken, diğer yandan kendi kârlarını korumak ve en üst düzeye çıkarmak için gereken devlet korumasını elde etmek amacıyla sıkı biçimde lobi faaliyeti yürütüyor: Bir çeşit veya bir gen üzerindeki fikri mülkiyet haklarının korunmasını (BÇK veya patentler), ve şimdi de Tohum Yasa Tasarısıyla birlikte, kendilerinin belirlediği koşullarda tohum ticareti yapmak için piyasalarının korunmasını istiyorlar.
Dünyanın her tarafında ticaret yaptıkları için şirketler, her ülkenin tohum yasalarını uyumlulaştırmak istiyorlar. Hindistan’ın Tohum Yasa Tasarısının anlamı budur; bir ülke daha yasalarını AB ve ABD ile uyumlu hale getiriyor.
Tasarıyı Yasaya dönüştürmek
Hindistan dünyanın en büyük piyasalarından biri olarak görülüyor ve bundan dolayı hükümet üzerinde Tohum Yasa Tasarısını kabul etmek ve onu Yasalaştırmak yönünde ağır bir baskı kuruluyor.Tohum Yasa Tasarısı, Hindistan’ın pazarlarını açması ve yasalarını zengin ülkelerle uyumlu hale getirmesi için bu ülkede yapılan yasa değişikliklerinden yalnızca biridir. Bunların arasında, bu ülkenin patent yasasında ve örnek Tarımsal Ürün Pazarlama yasasındaki değişiklikler de bulunuyor. Bu sıralarda devam etmekte olan Parlamento oturumunun kararıyla, Tasarının kabulü bir sonraki oturuma (Temmuz 2005) ertelendi. Bu arada Tasarıyı gözden geçiren Parlamento Komitesinin raporu bekleniyor. Yasa Tasarısı ne zaman yeniden Parlamentonun önüne getirilirse getirilsin, büyük protestolar olmazsa reddedilmesi imkansızdır; sorun, Tohum Yasa Tasarısı hakkında yeterince gürültü çıkarılıp çıkarılmayacağında ve bu protestoların duymazdan gelinip gelinmeyeceğindedir.
Bazı Güney Asya ülkelerinde tohum tescili ve belgelemesi
Afganistan:
“Tohum ve Bitki Kalitesi”ne ilişkin Ulusal Yasaya Afgan Tarım, Hayvancılık ve Gıda Bakanlığı tarafından son şekli veriliyor. FAO* ve ICARDA** tarafından, hükümetten, tohum kalitesi standartlarını oluşturmasının yanı sıra, bir Tohum Belgelendirme, Tohum Test Etme ve Bitki Karantinası sistemi kurması istendi. ICARDA’nın taslak yasasına göre resmi sektör tescili ve belgelendirmesi tüm ürünler için zorunludur. Fakat ticari bir faaliyeti ifade eden reklam ve tanıtım olmadığı sürece hükümetin gayri resmi sektörün tohumları üzerindeki kontrolünden muafiyet söz konusudur.
*FAO: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization of United Nations) -ç.n.
**ICARDA: Uluslararası Kurak Alanlarda Tarımsal Araştırma Merkezi (International Center for Agricultural Research in the Dry Areas) -ç.n.
Kırgızistan: Bir başka BDT üyesi olan Kırgızistan’da, yeni tohum yasaları çoğunlukla yabancı yardım ve destekle hazırlanıyor. Örneğin Kırgız Cumhuriyeti’nde 2002’de yapılan tahıl tohumlarının belgelendirilmesine ilişkin Düzenleme; ABD Tarım Bakanlığı, USAID* programları kanalıyla fon sağlayarak tohum belgelendirme standartlarının kabul edilmesini teşvik etti ve FAO da Tohum Mevzuatı ve Bitki Çeşidi Koruma konusunda bir Teknik İşbirliği Programı projesini uyguladı.
*USAID: ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (United States Agency for International Development)
Pakistan: 1976 tarihli Tohum Yasası ile ürün çeşitlerinin tescil edilmesi gerektiğini ve onların satışının, değiş-tokuşunun ve takasının düzenlemeye tabi olduğunu ilan etti. Diğer tüm çeşitler için belgelendirme isteğe bağlıdır. Çeşitlerin FTİ* testleri ile tescili, Federal Tohum Belgeleme ve Tescil Dairesi tarafından yapılır. Şimdiye kadar 350 ürün çeşidi tescil edildi ve satışına izin verildi. Tohum yasası bu sıralarda yeniden düzenleniyor. 
*FYD: Farklılık, Yeknesaklık, Durulmuşluk (Distinctiveness, Uniformity, Stability - DUS) 
Nepal: 1988 tarihli Tohum Yasası ve 1996 tarihli Tohum Kuralları, “listeli” tohumlar için çimlenme, saflık vb. sınırlarını tespit ediyor ve 153 tarla ürünü, sebze, bakliyat ve yağlı bitki çeşidinin tescili ve satış izni verilmesi işini düzenliyor. Hükümet, Pakistan’da olduğu gibi, belirli çeşitlerin ve türlerin tohumlarının takası, satışı ve değiş-tokuşu için asgari işlemleri talep edebilir. Aksi halde kişiler istediğini yapmakta serbesttir. Tohum yasasında değişiklikler yapılması tartışılıyor.
Hindistan: 1966 tarihli Tohum Yasasının yerine -ki bu yasa yalnızca belirli çeşitleri kapsıyordu-, 2004 tarihli Tohum Yasa Tasarının geçirilmesi öneriliyor; Tasarıya göre satılık tüm tohumların İKD ölçütleri üzerinden tescil edilmesi gerekiyor. Belgelendirme isteğe bağlıdır. Gen transferi yapılmış çeşitler de -çevre güvenlik iznine tabi olarak- tescil edilebilir; ama terminatör tohumlar yasaktır. Çiftçilerin, kötü hasada neden olan tohumların sorumluları hakkında tüketici koruma yasalarına başvurma seçeneğine ilişkin açık ifadeler vardır.
Sri Lanka: 2003 Tohum Yasası, “bir tohumun Sri Lanka’da pazarda yer almasına vesile olan” herkesin Tarım Bakanlığı’na bağlı Tohum Belgeleme Direktörü tarafından kayıt edilmiş olmasını gerektiriyor. Yerel olarak üretilmiş tüm tohumların, “belgeli tohum” olarak tanımlanması ve satışı için belgeli tohum üretimi kurallarına uyması zorunludur. Her ne kadar çiftçiden çiftçiye tohum değiş-tokuşu ve satışı için geniş istisnalar varsa da, eğer çiftçi tohumu açık piyasada satmak isterse, o da belgeli tohum üretmek ve satmak zorunda kalır. FAO’nun tsunami sonrası rehabilitasyon projesi, belgeli tohum üretimi ve tohum testi ile belgelendirme işlemlerinin bir üst aşamaya çıkarılması üzerinde odaklanıyor. 
Bazı Güneydoğu Asya ülkelerinde tohum tescili ve belgelemesi
Bangladeş:  İlk tohum yasası 1977’de geçirildi. Hindistan’ın mevcut yasası, Nepal, Pakistan, Sri Lanka ve Tayland gibi, yalnızca hükümet tarafından ilan edilen çeşitler düzenlemeye tabidir. Belirlenmiş beş ürün (pirinç, buğday, şekerkamışı, patates ve jüt) esas olarak kamu kuruluşları tarafından idare ediliyor. Özel sektörün daha fazla katılımı planlanıyor. YUP ve GYUP* çerçevesinde tarımsal girdi piyasaları büyük ölçüde liberalleştirildi. 1997 yasa değişikliği ve 1998 Tohum Kuralları ile birlikte özel sektör herhangi bir listelenmemiş ürünü ithal edebiliyor; ancak listelenmiş ürünlerin tohumları deneme için getirilebiliyor, uygunluğu test ediliyor ve sonra çoğaltılıp satılabiliyor. Tohum yasasında daha fazla değişiklik yapılması Tarım Bakanlığı’nda tartışılıyor.
* YUP ve GYUP: Yapısal Uyum Programı ve Güçlendirilmiş Yapısal Uyum Programı (Structural Adjustment Program-SAP, Enhanced Structural Adjustment Program-ESAP)
Bhutan: Bhutan’ın 2001 Tohum Yasası’na göre Bhutan Kraliyet Hükümeti ilan edilmiş tür ve çeşitlerin tohumlarını idare ediyor ve belgelendirme isteğe bağlıdır. Sistem gönüllülük esasına dayanıyor, FTİ ölçütleri geçerli değildir.
Çin: Ulusal ve bölgesel düzeyde çeşitli tohum düzenlemeleri yapıldı. 1989 tarihli tohum yönetimi düzenlemesi bunlardan biridir; bu düzenleme genetik kaynaklar üzerinde devlet korumasını, yabancı ülkelerden gelen genetik materyalin kayıt altına alınmasını ve 1991 tarihli karantina düzenlemelerini şart koşuyordu. 2000 tarihli Tohum Yasası, 1989 düzenlemesini ortadan kaldırdı. Artık tüm ticari tohum üretimi satış için tescil edilmek ve belgelendirilmek zorundadır. Bununla birlikte çiftçilerin kendi tohumlarını değiş-tokuş etmesi ve satması için geniş istisnalar bulunuyor ve bunları yapmak için onların bir tohum faaliyeti lisansı almaları gerekmiyor. Belirtmek gerekir ki, 2000’de geçirilen tohum yasası tohum kaynakları üzerinde devletin egemenliğini kabul ediyor. Çin’deki ve ATTB’* içindeki yabancı şirketlerin etkisiyle tohum yasasında 28 Ağustos 2004’te değişiklikler yapıldı.
*ATTB: Amerikan Tohum Ticaret Birliği (American Seed Trade Association-ASTA)
Filipinler: 1992 tarihli Tohum Sanayisi Geliştirme Yasası (Cumhuriyet Yasası No: 7308) yerli tohum sanayisini geliştirmeye yardımcı olmak için çıkarıldı. Çiftçiler kendi çeşitlerini belgelendirme olmaksızın değiş-tokuş edebilir ve satabilir. Küçük Çiftçilerin Magna Carta’sı Cumhuriyet Yasası No 7607’ye göre “iyi tohumlar” şöyle tanımlanıyor: “Kabul edilebilir asgari düzeyde genetik saflık ve kimliğini koruyacak şekilde alınıp satılan, çiftlik düzeyinde seçilmiş olan, belgeli tohumların soyundan gelen tohumlar.” 1995 tarihli Yüksek Değerli Ürünler Geliştirme Yasası çiftçilere geleneksel olmayan tohumlar kullanmaları için düşük maliyetli krediler, vergi muafiyetleri ve piyasa bağlantıları gibi teşvikler sağlıyor. Tavsiye edilen çeşitlerin (Güney Asya ülkelerinin “ilan edilmiş” çeşitlerine benzer) tescil edilmeleri ve belgelendirilmeleri gerekir.
Endonezya: Bitki Tohum Yönetimine İlişkin Hükümet Yönetmeliği 1995’te kabul edildi. Bunun çiftçilerin çeşitlerinin düzenlemeye tabi olmayacağını söylemesi önemli bir noktadır (onlar “doğal çeşitler” olarak değerlendirilir ve böylece hükümetin kontrolünün dışında kalırlar). GD tohumların ticari kullanımı, Ürün Tohumlarına ilişkin 1995 tarihli 44 sayılı Hükümet Yönetmeliğiyle düzenlendi; bu yönetmelik yeni çeşitlerin ithal ve ihracı, yetiştirilmesi ve kullanım izni verilmesi konularını ele alır. 1998 tarihli 737 sayılı Kararname ise yeni bitki çeşitlerinin test edilmesi, değerlendirilmesi ve kullanım izni verilmesiyle ilgidir. Gen transferi yapılmış ürünlerin gıda ve yem olarak kullanımındaki koşullar ve konunun biyo-güvenlikle ilgili yanları 1997 tarih, 856 sayılı ve 1998 tarih, 998 sayılı Kararnamelerle düzenleniyor.
Tayland: 1992 tarihli Bitki Yasası, listelenmiş tür ve çeşitlerin, “kontrol edilen tohumlar”ı lisanslama sistemi yoluyla düzenlenmesini öngörüyor; kontrol edilen çeşit ve türlerden farklı olarak, geri kalan çeşit ve türler hükümet kontrolünün dışındadır. Gen transferi yapılmış tohumlara, 1999’da değişiklik yapılan 1964 tarihli Bitki Karantina Yasası’na göre işlem yapılır. Tarım Bakanlığı bu yasaya dayanarak kullanım için GD tohumların ithalini yasakladı; gen transferi yapılmış materyalin -gerekli onayın alınması koşuluyla- ithaline, yalnızca araştırma ve deney amacıyla izin verilir.
Hindistan’ın tohum düzenlemeleri tarihi
Hindistan’da tohum sektörüne 1960’lı yıllar boyunca kamu sektörü hakimdi. 1961’de Tarım Bakanlığı’na bağlı Ulusal Tohum Kurumu (UTK)[28] oluşturuldu. UTK, ıslahçıların tohum üretiminin, temel (geleneksel) ve belgeli tohumların ve onların kalite kontrolünün merkezindeydi. 1967’de Hindistan hükümeti Dünya Bankası’nın yardımıyla bir Ulusal Tohum Projesi (UTP) oluşturdu. 
UTP 17 eyalette dev tohum işleme fabrikaları tesis etti; bunlarla çiftçilere, esas olarak kendi kendini tozlayan, gıda ürünleri tohumları sağlanacağı varsayılıyordu.[29] Bu işleme fabrikaları çoğunlukla düşük kapasiteyle çalışıyordu ve, tümüyle pratik kaygılarla, beyaz fillere dönüştüler. Bunun başlıca nedeni, belgeli tohumlara talebin olmayışıydı.Tohum işleme fabrikalarının çoğu borç içindeydi ve aşırı stok yükü altındaydı. Bu tohum fabrikaları, Hindistan’a dayatılan yanlış teknolojinin klasik bir örneğiydi.[30]
Ulusal Tohum Projesi’nden vazgeçmek yerine hükümet, belgeli tohumları piyasaya sokmak için uğraşmaya devam etti. Çok az alıcı olduğu için bu çaba başarısız oldu ve suç, ‘verimsiz kamu sektörü’ne yüklendi. Bu aynı zamanda özel sektörün tohum sanayisine girmesinin meşruiyet zeminini oluşturdu. Ama bir başka konu daha var: Sözde “verimli” özel sektör, esas olarak her yıl satın alınması gereken hibrit tohumlarla, zaten işin içindeydi. 
Bu arada Dünya Bankası, Yeşil Devrim çeşitlerinin[31] üretimini arttırmayı, Devlet Çiftlikleri Kuruluşu (DÇK) ile büyüyen özel şirketlerin faaliyetlerini koordine etmeyi ve ayrıca tohum test etme, araştırma ve belgelemesinin altyapısını yaratma ve geliştirmeyi amaçlayan diğer tohum projelerine finansal destek vermeye devam etti. Bu sırada tohum işiyle uğraşan görece pek az özel şirket vardı (bunlar çoğunlukla bazı sebze ve süs çiçeği tohumları üretimiyle sınırlı olan küçük girişimlerdi) ve hükümet politikaları -sınırlı bir özel sektör katılımıyla- temelde kamu sektörü üzerinde yoğunlaşıyordu.
1988 tarihli Tohum Geliştirme Üzerine Yeni Politika, Hindistan’ın tohum sektöründe yeni özel girişim döneminin habercisi oldu. Bu, Dünya Bankası’nın Hindistan’ın tohum sektörüne onun daha “piyasaya duyarlı” hale gelmesi için verdiği dördüncü kredi paketiyle aynı döneme rastlıyordu. 150 milyon dolarlık kredi tohum sanayisini özelleştirmeyi ve Hindistan’ı çokuluslu tohum şirketlerine açmayı hedefliyordu.[32] Bu yeni politikanın en önemli etkisi, yerli ve yabancı şirketler arasındaki -teknoloji ve parental* materyal ithalini amaçlayan- işbirliği anlaşmalarındaki artıştı. 1988 politikasına göre, sebze tohumları serbestçe ithal edilebilecek; bunun yanı sıra yağlı bitki, bakliyat ve -mısır, sorgum ve darı gibi- iri taneli tahıl tohumları, tohum üretimi için yabancı şirketlerle teknik ve finansal işbirliği anlaşmaları olan şirketler tarafından iki yıl süreyle ithal edilebilecekti. İthalata, yabancı şirketlerin, ilk ticari mal sevkiyatı tarihinden sonraki iki yıl içinde Hindistan şirketlerine kaynak (parent) tohumları ve ıslahçıları tohumlarını sağlamayı kabul etmesi koşuluyla izin veriliyordu.
Bilim insanları bu politikaya, ithal edilen tohumları test etmek için elde bulunan altyapının görece zayıf olduğu gerekçesiyle karşı çıktılar. Onlar ülkenin, tohumlarla birlikte gelen bitki hastalıklarının ithali sonucuyla karşılaşabileceğini ileri sürdüler. Daha da kötüsü, Meksika örneğinde olduğu gibi, bu sürecin sonunda Hindistan’da kullanılan tohumların çok büyük bölümünün ithal tohum olacağı korkusuydu. Bu, hükümet tarafından reddedildi; hükümet tohumların (sebzeler ve meyveler hariç) yalnızca iki yıl süreyle ithal edilebileceğini ısrarla vurguladı. Sanayiciler ilk başta tohum politikasını memnuniyetle karşılasalar da, daha sonra, bu sürenin verimli bir üretim için çok kısa olduğunu söyleyerek iki yıllık sınıra itiraz etmeye başladılar.
Fakat tohum politikasını oluşturanların formülasyon aşamasında görmezden geldikleri şey, bir süre sonra onun ithal çeşitler için daha fazla koruma talebini yaratacağı gerçeğiydi. Bir süre sonra tohum sanayicileri, hükümetin yeterli fikri mülkiyet hakları koruması -hem bitki çeşidi koruma hem de patentler biçiminde- sağlaması için baskı yapmaya başladılar. Bu yüzden hükümet, bitki çeşidi koruması konusunda politikasını gözden geçirmeye başladı.[33]
1980’li yılların sonlarında hükümetin hibritlerin üretimi üzerindeki -lisanslar yoluyla yaptığı- kontrolü gevşemeye başladı. 1990’ların sonunda toplam tohum piyasasının 500 milyon dolar olduğu tahmin ediliyordu (sektör hala çok düşük teknoloji kullanıyordu, satışların yüzde 70’i çiftçilerin yetiştirdiği tohumlardan, yüzde 26’sı kamunun yetiştirdiği tohumlardan ve yalnızca yüzde 4’ü hibritlerden geliyordu) ve 2001’e kadar satışların 1,5 milyar dolar olması bekleniyordu. O sırada ülkedeki tahmini olarak 400 küsur şirketten yalnızca 18’i kamu sektörüne ve 10’u kooperatif sektöre aitti. Geri kalanlar özel sektöre aitti; bunların da 25-30’u büyük özel sektör içindeydi ve 300’ü aşkını orta ve küçük ölçekli birimlerdi.[34] Mevcut 5 yıllık plan[35] için oluşturulan Hindistan Planlama Komisyonu, belgeli tohumların üretimindeki özel sektörün rolünün artmasıyla birlikte ürünler için tohum yenileme (yerine başkasını koyma) oranında bir artış bekliyor.
*Parental: Hibrit ürünlerin üretilmesinde kullanılacak organizmalar kuşağından olan, bunlarla ilgili. 
Notlar
[1] Ulusal Biyoteknoloji Geliştirme Stratejisi, http://dbtindia.nic.in/biotechstrategy.htm
[2] Terminatör Tohumlar: Genetik olarak kısır tohumlar üretmek üzere tasarlanmış, çiftçileri her yıl bir şirketten yeni tohumlar almak zorunda bırakan bitki tohumları.
[3] Tohum Yasa Tasarısı (2004), Bölüm 36(1)(c).
[4] Tohum Yasa Tasarısı (2004), Bölüm 36(2).
* Phytosanitary: bitki sağlığı ile ilgili; bitkilerin hastalıklı olmadığına dair belge düzenlenmesi. -çn.
[5] Tohum Yasa Tasarısı’na ilişkin görüş bildirilmesi çağrısı yapan Parlamento Komitesinin yaptığı basın açıklaması, yasa tasarının tohum ve ekim/dikim materyalinin ithalinin Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) karşı olan yükümlülüklerle uyumlu olarak serbestleştirilmesini amaçladığını ifade ediyor. http://pib.nic.in/release/release.asp?relid=8963.
[6] www.statpub.com/open/65830.html; www.fas.usda.gov/gainfiles/200410/146117690.pdf; aynı zamanda bkz. www.fas.usda.gov/gainfiles/200312/146085513.pdf
[7] Tohum sanayicileri altyapı statüsü istiyor, www.thehindubusinessline.com/2005/03/16/stories/2005031600941000.htm
[8] Andhra Pradesh’deki Çiftçilerin Tarım Üzerine Uzmanlar Komisyonu hakkında, bkz. www.frontlineonnet.com/fl1926/stories/20030103004611200.htm bağlantısındaki Satımlık Ürünün Yarattığı Perişanlık (Done in by Cash Crop) yazısı. 
[9] Bir Şirkete Karşı Nasıl Dava Açılır, Greenpeace-Hindistan’ın çiftçiler için hazırladığı el kitabı - www.greenpeace.org/india/press/reports/how-to-sue-acorporation .
[10] Uygulama alanından bir örnek: http://flonnet.com/fl2011/stories/20030606005912300.htm .
[11] Seedling’in bu sayısında BÇK ve BYH’yı (Bitki Yetişticisinin Hakları) aynı anlama gelecek şekilde kullandık.
[12] BÇK Yasası (2001), Bölüm 39(2).
[13] Tohum Yasa Tasarısı (2004), Bölüm 43(1).
[14] Marka, bir imalatçının veya satıcının mallarını tanımlamak için kullanılan bir isim, sembol veya grafik-çizimdir; sözgelimi Monsanto’nun Bt pamuğu “Bollgard” markası adı altında pazarlanır.
[15] Tohum Yasa Tasarısı çiftçileri ticari tohum faaliyetiyle meşgul olanlardan ayırır. Bölüm 2(9)’da “Çiftçi”, ürün ekip biçen, ama ticari olarak tohumların sağlanmasıyla uğraşan birey, şirket, tüccar veya satıcı olmayan bir kişi şeklinde tanımlanır. 
[16] www.ddsindia.com/anotherorganics.htm ; www.masipag.org/news_india.htm
[17] BÇK yasasının hükmü, Bölüm 39(1).
[18] Örneğin bkz, Navdanya’nın “Alternatif Tarım Politikası”: www.navdanya.org/news/110305-1.php 
[19] www.organicconsumers.org/ge/indiawomen32505.cfm 
[20] http://economictimes.indiatimes.com/articleshow/1056293.cms 
[21] www.thehindubusinessline.com/2005/03/30/stories/2005033000240900.htm 
[22] Hindistan Anayasası’nın tamamlayıcı belgesi Eş Liste’de; Eyaletler ve Merkez yasalarını bu ikisine dayanarak yapabilir.
[23] Birlik Listesi’nde; Merkez yasa yapma yetkisini ondan alır.
[24] www.fb.org/views/com/boost_exports.html 
[25] Washington File, “ABD’li Yetkililer Çin’in Gıda İthal Standartlarının Çoğunlukla Muğlak Olduğunu Söylüyor”, http://cayupply.notlong.com 
[26] Sözgelimi, Hindistan’ın patent yasasında GD tohumların patentlenmesine izin verilmesi yönünde bir değişiklik yapılması için baskı yapılması.
[27] www.financialexpress.com/fe_full_story.php?content_id=59335 
[28] www.indiaseeds.com 
[29] Pencab, Haryana, Maharashtra, Andhra Pradesh, Karnataka, Rajasthan, Utar Pradesh, Bihar ve Orissa. Madhya Pradesh, Gujarat, Batı Bengal, Assam, Meghalaya ve Arunachal Pradesh.
[30] D. Sharma (1997): Kıtlık Tuzağında, Birleşik Krallık Gıda Grubu ve Ekoloji Vakfı, Londra/Yeni Delhi, s. 123-124.
[31] 1969’da Tarai Tohum Geliştirme Şirketi 13 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisiyle işe başladı. Bunu iki UTP izledi; bunlar için Dünya Bankası 1974-78 arasında 41 milyon dolar kredi verdi. www.whirledbank.org/environment/agriculture.html 
[32] Dünya Kaynakları Enstitüsü (1994): Gözden Geçirilmiş “İkinci” Hindistan [Raporu].
[33] D. Sharma (1994): GATT ve Hindistan: Tarım Politikası, Konark Publishers, Yeni Delhi, s. 60-62.
[34] www.indiainbusiness.nic.in/knowledgesociety/biotech.htm 
[35] Beş Yıllık Plan (2002-2007) http://planningcommission.nic.in/plans/planrel/fiveyr/welcome.html 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder